Bu Blogda Ara

Eksik Diş Sendromu


Kızım Aslı'nın ilk dişleri bizim yoğun ilgimizle 8 aylıkken çıktı. Teyzesinde olduğumuz bir gün çay bardağıyla su içirirken tık tık gelen diş sesiyle çok sevindik çok mutlu olduk. Önce alt iki diş, sonra üst iki dişimiz çıktı. Dişler çıkarken de ishal, ateş, huysuzluk gibi sıkıntılarımız da olmadı.

Gel gelelim sonrakiler üst yan kesicileri beklerken iki üst köpek dişimiz çıktı. Devasalar hem de !!
Sonra alt yan kesiciler, alt köpek dişleri ve dört azı diş birden çıktı.

E hani ya bu kızın yan kesicileri :(

Doktorum her aylık kontrolümüzde var "var böyle çocuklar, bazılarının hiç dişi çıkmaz bir yaşına kadar" dedi.

Benim malum diş teli kontrolümdeki doktorlar ise adını koydu. EKSİK DİŞ SENDROMU!
İki ihtimal varmış; ya dişler ilkokul çağı dökülecek o da yer bulunca çıkacak ya da ilerleyen yaşlarda dişler tel ile düzeltilip implant ile diş yapılacak.

Umarım ilki gerçekleşir. Dişlerden çok çeken biri olarak kızımın acı çekmesini istemem. Bu halde bile havuç, salatalık gibi sert yiyecekleri zorlanarak yiyor.

Bu fotoğraf Aslı'nın son hali.



HASSAS CİLT TEMİZLİĞİ



Hem bol sivilceli, hem hassas hem de beyaz tenli biri olarak bu yaşıma kadar hiç bir yüz yıkama jelinden yada sabunundan fayda bulamamıştım.

Anne olduktan sonra özellikle alnımda kahverengi lekeler oluşmaya başladı. Kan testlerimde sıkıntının tiroidimin hızlı çalışıyor olması dendi, hormonal dendi, bebek çok emiyor dendi, dendi de dendi... Yüzüm hep sivilceliydi zaten. Ben de gittim bir hastanenin cilt doktoruna.

Başladı incelemeye. Sen de egzama var, sivilce var, evet lekeler var bu lekelerin adı malezma...
Ne marazlı kadınmış demeyin, alınırım :)

Egzamadan da kısaca bahsedersek; genetik yada stresten olduğu söylenen, çok sıcakta yada çok soğukta yanaklarda yada vücudun başka yerlerinde kızarma, dökülme gibi seyreden görselliği dışında pek de yakınmadığım hastalık türü. Bunun için ROSA diye şeffaf bir krem vermişti doktor kullandım, Bi süre ferahlattı ama sürekli yanımda taşımadığım için sıkılıp bıraktım.

Sivilcelerim için bir tüp antibiyotik krem verdi. Güneşe çıkmadığım zamanlar sabahtan sürüyorum, 3-4 saat sonra yıkıyorum. Gece yatmadan da sürülebilir. Sonuç; bir kaç günde etki ediyor. Kuruyup dökülmeden yok oluveriyor sivilceler. Düzenli kullanım ve temizlik şart. Lütfen bir uzmana danışarak kullanın

Kendisi; Fucicort Krem Abdi İbrahim


Gelelim yüz yıkama jeline; ergenlikten bu yana kullanmadığım market ürünü yada kozmetik ürün kalmamıştır diyebilirim. Benim derdim hassas cilde sahip olmammış. Yani dermatolojik ürünler kullanmam gerekiyormuş. Öğrenmek güzel şey :)

Hiç adını yada içeriğini duymadığım bir şey olan arap sabununa benzeyen bişi.
Bionike Triderm Liquid Marseille Soap, sıvı Marsilya sabunu; benim gibi hassas, alerjik ciltlere süper bakım ve temizlik yapan bir ürün diyebilirim. Yağlandırmıyor, kurutmuyor, kızartmıyor. Ayrıca vücut temizliği ve bebekler için de öneriliyor. Kokusu için bir yorum yapmak istemiyorum :) kötü değil ama güzel de değil...

Benim ilk eczaneden aldığım sonra bulamayıp internetten sipariş verdiğim en favori ürünüm şu sıralar. Tavsiye ederim. İstediğiniz sıklıkta kullanabilirsiniz.

Fiyatı 50 TL civarında ve bir şişe üç ay kadar kullanılıyor.  










CAUDALIE

Bu markayla tanışmam sağolsun mahalle eczanesi ile oldu... Yüzümdeki malezmalar için (lohusalık lekesi) kullandığım yüz yıkama jelim bitmişti. Acaba burada var mıdır diye girmiştim. Yokmuş :) Ayrıca estetisyen olan hanım, bana peeling yapıyor musun? dedi. Hayır cevabımdan sonra bana bu iki ürünü önerdi.


İlki; Caudalie Deep Cleansing Exfolator peeling, hoş kokulu, çok tanecikli, özellikle duştan sonra cildi uyguladığım ürün. Yıkadıktan sonraki his gerçekten güzeldi. Benim hassas ötesi cildime de zarar vermedi. Gözeneklerimi de baya baya temizledi. Üzerindeki resimlerden de anlaşıldığı gibi üzüm özleri içerikli artı mentollü meyveli rahatlatan kokularla rahatlatıyor.

Kısacası memnun kaldım. Her duşta sürüyorum. Bir daha alır mıyım? Evet :) Fiyatı 70 TL civarı idi

İkincisi ise; Caudalie Purifying Mask kil maskesi, adaçaylı içeriğiyle hem cildin hassasiyetine özen gösteriyor hem de kurutmadan yağ dengesini ayarlıyor. Azcık bile sürseniz yeter daha bitiremedim ve bitsin istemiyorum :)  Bu nu da peelingden sonra uyguluyorum. On dk bekletip yıkayın. Çatır çatır yüzde kurumayan bir maske.  Fiyatı 90 TL civarı idi.







Saglık İçin Kefir İçin



Ah kefir ah... Ben lise çağlarındayken tanıştık ilk. Annem bir heves bulmuş birinden, yapmış. Dayadı burnuma! Ergenken elimin tersiyle itip "ayh bu kokuyo ben içmem!" dediğim şeyi şimdi ayıla bayıla içiyorum artık :) Anne olunca bunu anlıyormuşuz mesela...

Bugün boğaz enfeksiyonu geçiren kızıma doktor antibiyotik yazdı. Yanına bol su ve kefir. Doğal antibiyotikmiş, hücre yenileyiciymiş.

Ablamdan aldığım Kafkas kefirciklerimi koydum sabahtan, yarın içeriz inşallah.
Oda sıcaklığındaki (20-24 derece) bir litre günlük sütümüze ceviz büyüklüğündeki kefirimizi attık. Koyu renkli şişemizi de bir beze sarıp (8 - 24 saat arası) mayalanmaya bıraktık.

Süresi dolunca plastik süzgeçten süzüp yine plastik şişemizde afiyetle içeceğiz. Metal değmemesi gerekiyormuş.

Kefircanlarla işimiz bittiğinde ya yarın için hemen başka sütün içine atabiliriz ya da klorsuz suyun içinde bir hafta, sütün içinde de bir ila üç ay bekletebiliriz.

Eğer tadında bir değişiklik varsa temizlemeye alın. Yani; sütün içinde 3 saat bekletip sütü dökün. Ve bu işlemi 3 kere yapın. Kefircanlar hayata tutunsun :)




Diş Teli Lastiği - Elastiği

Diş teli takılalı on bir ay olmuştu ki doktorcum dişlerime ayrıca bir şey daha geçirdi.
Bunun adı "diş teli lastiği yada elastiği". Alt üst çenenin muntazam kapanması, diş aralarında boşluk olmaması için artık diş lastiği takmam gerekiyormuş.
En az 14 saat takılı kalacak, yoksa uzarmış tellerin kalma süreci. Sadece yemek yerken ve sıcak içecek içerken çıkarıyorum. Uyurken zaten takılı olacakmış.

İlk verdiği poşette üzerinde unicorn resmi olan minik lastikcikler vardı. İçinden ayrıca minyon bir tığ çıktı. Tabi son gittiğimde bunların nasıl takıldığını göstermişti. Braketlerin (benimkiler porselen braket) üzerindeki çentiklere geçiriliyormuş ve 24 saatte bir değiştirilmesi gerekiyor. Ben bir kaç braket çentiğini fark etmeden yemişim :) onun yerine metallerinden geçici çentik yaptı sağolsun...

Bu unicornu bir ay kullandım ve sağ taraf oturdu kısmen, bu en kalın lastikmiş çünkü. Ağrıya gelince ilk iki gün sürdü sonra alıştım.Evet çok ağrıyor. Çünkü dişleriniz çekilip itiliyor :)

On ikinci ay ise iki değişik lastiğe geçtik ve sol taraf üzerine çalışmaya başlıyoruz.
İnce, daha geniş ve üzerinde kedicik olan SPRITE ve unicorn kadar kalın olamayan üzerinde lamba cini resmi olan GENIE...
Takılışları aşağıdaki fotolar gibi (telefonla çektiğim için sol taraf sağ çıkıyor sorry for that :) )
                                 
                                                             11. Ay böyle takmıştık






                                                             12. Ay çapraz oldu :)

                                                                         

Diş Teli Güncesi

Bugün tam 12 ay oldu diş teli taktıralı.

Küçüklüğümden beri doktor doktor, üniversite geze geze otuz yaşımda diş teli taktırmaya karar verdim. Diş anormalliğimin yanı sıra, ağzında on iki dolgusu olan ve bir diş kaybı yaşayan bir insanım.

Hamileliğim sırasında yediğim waffle, şeker, çikolata bana bir diş kırılması olarak geri döndü.
sol alt çenemde, sondan ikinci dişim kökünden kırıldı. Buraya doktorlar ya köprü yada implant yapalım dediler amma ve lakin implant için bir senenin geçmesi gerekliydi ki dişin yarası iyileşsin. Ve implant çivisi bakalım çeneye uygun mu dediler. Köprü içinse iki yanlardaki sağlam dişlerim yontulacak ve yine iş kaybı yaşayacaktım.

Bir sene geçti... Ve dediler sana implant olmaz.

"Bu sondaki dişi öne çekemez miyiz?" demiş bulundum. Hemen ortodonti uzmanı geldi. İnceledi ağzımı, bir buçuk sene sürer ve 5000 TL deyip gün verdi ve diş teli macerası başladı...

Ocak 2015 ilk önce üst dişlerime önce braketler yerleştirildi, sonra tel takıldı. uzun uzadıya anlatmayayım her yerde yazıyor zaten nasıl bir işlemdir. Alt dişlerime ise iki hafta sonra takıldı çünkü kalıp yaptılar, çene şekli değişip dişler içe kaymasın diye.

İlk takıldığında ağzımı bile açamadım, iki üç gün sıvı şeyler tükettim. Çay kahve tutkunu biri olduğumdan da braketleri tellere sabitleyen sarı lastiklerim sarardı. Görüntü çok moral bozucuydu.

Ama dördüncü aydan sonra dişlerde fark edilir bir değişme başladı ve arkadaki dişim aydan aya öne geldi. Bu sefer de dişlerimi temizleyemediğim için diş etlerim hastalandı.

Uzman görür görmez hemen temizliğe başlandı. Adı KÜRETAJ imiş. Diş etlerimi uyuşturdular, tek tek her dişin diş eti altı ve etrafı hart hurt temizlendi. Ve bu alt çene - üst çene olmak üzere iki seansta yapıldı. Baya da masraflı oldu. Bu cerrahi işlem sayıldığından 600 TL verdim.

Diş Eti Temizliğini; artık daha özenerek, envai çeşit aparatla yapıyorum artık.

1-Superfloss adlı ucu diş eti aralarına giren uzun ve tekli diş ipi (alttaki resimdeki gibi diş eti araları temizleniyor)


2- TePe marka arayüz fırçası (benimki 2mm olandan) ,( daha geniş diş arası boşluklar ve braketlerin etrafı temizleniyor)


3- Normal diş fırçası (iyice bastırarak ve uzun sürede dişlerinizi fırçalayın)
4- Mutlaka Listerine tarzı gargara uygulayın, mikroplara ölüm :)

Diş tellerinin ilk takıldığı günün fotoğrafı, üç ay arayla sol en arka dişin öne gelme serüveni...
Bakınız sağdaki boşluk nasıl dolmuş :)











Şimdilik burda bırakalım bakalım zaman ne gösterecek :)


Bebek Uyurken Nasıl Giydirilmeli?

Uyurken dört dönen bir bebek annesi olarak yazın değil de kışın ne yaparım araştırmaya başladım. Bebek uyurken üstünü açmasın biz annelerin aklı kalmasın...
Mağazalarda satış elemanlarının söylediği "kaç tog olsun?" oldu. TOG değeri İngilizlerden gelmiş bize. Uyku tulumu kalınlık değeri demek.Türkiye ile hava şartları kıyaslandığında aman aman şu kadar tog olsun diyemeyiz. Çünkü soğuk havayı bir İstanbul yaşayanı olarak 3 ay belki yaşıyoruz.

Doğumdan sonra doktora sorduğumuzda oda ısımızın 22-24 derece arası olmasını söylemişti. Bazı yerlerde 18 derece yazsa da bana ters :) biz sıcak kanlı insanlarız. Bebek rahat etse bile ben üşürüm sanırım.

İstanbul'un hava şartları düşünülürse kızımı uyurken şöyle giydiriyorum...

Hazirandan eylüle kadar 27-34 dereceyi bulan odamızda Aslı hep kollu tek body ile yattı. Evet, bezinin üzerine. Evet üzerini hiç örtmeden. Ben pek inanmıyorum "uyuyanın üzerine kar yağar" fikrine... yani bu tip bir çıtçıtlı body.
Gelelim eylül-kasım arasına; 24-26 derece olan odamızda normal üstteki gibi atlet bodymiz, üzerine uzun kollu çıtçıtlı body yada normal pijama üstü, üst örtmek içinse ince penye battaniye yada bir yaş büyük alalım seneye de giyer keşlinde ince tulum giydiriyorum, buna 1.0 tog diyebiliriz yani;                                                   

                                                                    

Şimdi içinde olduğumuz aralık ayı ve mart başına kadarsa oda ısımız 20-24 derece arası oluyor. Gece yatarken yine bezimizin üzerine atlet niyetine çıtçıtlı body, üzerine altlı üstlü pijama ve üzerine aşağıdaki 2,5 tog olan İKEA marka uyku tulumumuzu giydiriyorum.


Bunların dışında ; bu tablonun tekabülü...

0.5 tog tulum = uzun kollu-bacaklı ince penye tulum.
1.0 tog tulum = uzun kollu-bacaklı ince penye tulum.
2.5 tog tulum = uzun kollu yada kolsuz pamuklu tulum (yukarıdaki İkea tulumu gibi)
3.0 tog tulum = astronot kaban tarzı baya kalın tulum.

Sizlere tavsiyem; aşağıdaki iki tarz kollu uyku tulumunu da aldım. İkisi de 2.5 tog değerinde. Eğer oda ısınız bizimki gibiyse hiç gerek yok. Bebeği içine çıplak bile koysanız terden sırılsıklam oluyor ve hiç de kullanışlı değil, tabii ki her çocukta farklılık gösterir ama torba uyku tulumunda daha rahat ettiğimizi söyleyebilirim.
Bir deee 0-2 yaş arasına ise ister yün ister kuş tüyü yada elyaf hiç bir şekilde uyku yastığı önermiyor hem doktorumuz hem de uzmanlar.